22 Aralık 2013 Pazar

Kontr-Espiyonaj Çalışmalarımız Ne Durumda ? (2)


"Kendini ve düşmanını iyi tanıyorsan zafer senin için asla tehlikede değildir." - Sun Tzu

  2015 sözde Ermeni soykırım 100. yıl dönümüne yaklaşırken, ortaya çıkan haberle beraber devletin Kontr-Espiyonaj şubesinin bir an evvel iyileştirilmesi, Espiyonaj çalışmaları ile beraber Kontr-Espiyonaj çalışmalarının da hız kazanması gerekmektedir. Konu sözde Ermeni soykırımı olunca, Ermenistan'da dini ve siyasi yapılar birbirini tamamlayan unsurlar halini almaktadır. Öncelikli olarak, bu yapıları tarihsel örnekleriyle beraber, özet geçerek açıklayalım.

 Siyasi Yapı

  Ermenistan'ın bağımsızlığını sağlamak amacı ile 1890 yılında kurulan "Ermeni Devrimci Federasyonu" ( ARF ) hem Ermenistan Cumhuriyeti içerisinden hem de diasporadaki Ermenilerden ciddi destek gören, ırkçı ve siyasi örgüttür. Taşnaksutyun mahlasını kullanan bu Taşnak Komitesi, bugün dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde faaliyet yürütüyor. 
Bu örgütün istediği iki şey var. İlki sözde soykırımın Türkiye tarafından tanınması. İkincisi ise Türkiye'nin doğusunun Ermeni toprağı olarak yer alması. Bu örgütün, Ermenistan sorununu ortaya çıkartması ve bunu da global ortamda kullanılabilir hale getirmesinde çok büyük rolü var.
  Taşnaklar sadece fikirleri ile değil, bireysel katkılarıyla beraber ASALA ve diğer Ermeni terör örgütlerinin çekirdeğini oluşturmuş, Türkiye içinde ve çeşitli ülkelerde kanlı eylemler gerçekleştirmişlerdir. PKK ile işbirliği içerisinde olmuşlardır. Ayrıca Taşnaklar çeşitli yıllardaki gösterilerinde Türk bayrağımızı defalarca yakmış veya hakaret içeren pankartlar açarak Türklere kin kusmuştur.
  ABD'de bulan "Amerikan Ermeni Ulusal Kongresi" (ANCA) Ermeni Devrimci Federasyonu'nun en mühim koludur ve ABD'de lobi çalışmaları buradan yürütülür. ABD'de Yahudi lobisinden sonra en güçlü 2. lobidir. Bu lobi, özellikle 24 Nisan etkinleri çerçevesinde, ABD'nin Türkiye ilişkilerinin arasına sözde soykırım faktörünü katıp veya senatörler aracılığı ile bunu dile getirtip ortalığı karıştırıyor. 





Dini Yapı


  Ermeniler Hristiyanlığın Katolik, Protestan ve Apolistik mezheplerini, geçmişten günümüze kadar çeşitli sebeplerden dolayı farklı farklı benimsemişlerdir. Ermeni Apolistik Kilisesi (Ortadoks'luğun bir kolu) dünyada yaşayan Ermenilerin büyük çoğunluğunun üye olduğu en eski Hristiyan mezheplerinden birisini oluşturma özelliğinde. Türkiye'de bulunan İstanbul Ermeni Patrikhanesi de bu kilisenin ana idari yapısı arasında yer alıyor.
  Tarihte Osmanlı döneminde cemiyetler kurarak her türlü kanlı baskını ve kara propagandayı yapan bu yapı, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda da Rumlar ile birleşip faaliyetlerine devam etmiştir.
  Apolistik Kilisesi sadece dini değerleri ve ibadetleri yansıtmasıyla değil, aynı zamanda Ermenilerin iç ve dış meselelerini dünya genelinde dile getirmek, özellikle de sözde soykırım konusunda ön planda kalmak için gündem oluşturuyor. Bu kilise yapılanması özellikle de 1977 yılından itibaren anti-Türk görüşünü daha da arttırmıştır.
  Diplomatlarımızı katleden birçok Ermeni terörist bu kiliseler tarafından sahiplenilmiş ve Taşnak Partisi'nin desteği ile ayinler düzenlenmiştir. ASALA terör örgütünün bitirilmesinden sonra da (1985) bu görüşlerini küresel alanda yaymak amacı ile (özellikle de kendi kiliselerinin bulunduğu bölgelerde) durumu propagandaya dönüştürmüşlerdir. Günümüzde de bu birliktelik devam etmektedir.
 




2015 Yaklaşırken Apolistik-Taşnak Faaliyetleri

  
  Sözde Ermeni soykırımının 100. yılı yaklaşırken, milli birlik ve devlet bekası adına bazı önemli noktalara dikkat çekmekte fayda var. Dünya genelinde belirli şekillerde örgütlenen Ermenilerin, belirli kesimlerce ortaklaşa veya kendi imkanları ile nasıl lobi faaliyetlerinde bulunduğu, hatta PKK'nın siyasal uzantılarının bunlarla nerede ve kimlerle toplantı yaptığı haberleri gelmeye başladı.

1)  Apolistik Kilisesi geçtiğimiz Eylül ayında (24-27 Eylül 2013) Psikoposlar Meclisi'ni topladı. Sözde soykırımda ölen 1,5 milyon kişiyi 2015 yılına kadar azizler mertebesine (ruhsal kahramanlık) getirileceğini söyleyen kilise ayrıca Türkiye'de hak iddia ettiği yerlerden varlıklarını talep edeceklerini dile getirdi. Apostolik Kilisesi, Ortodoks Hristiyanlığında önemli yer sahibi olduğu için, azizler mertebesi tüm Ortodoks Hristiyanlığı için de önemli gündem maddesi oluyor.

2)
20 Ekim 2013 tarihinde Washington'a giden BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş burada Ermeni Devrimci Federasyonu yetkilileri ile ANCA'in binasında bir araya geldi. Toplantının daha öncesinde Taşnaklar, Doğu Anadolu Bölgesi için BDP'yi sözlü olarak uyarıp, gerekirse bu bölge için mücadele edecekleri dile getirilmişti. Washington'daki görüşmelerden sonra yapılan açıklamalar neticesinde de bölge için sıkı pazarlıkların yapıldığı anlaşılıyor.



3) Selahattin Demirtaş'ın Washington'da ARF ile bir araya gelmesinden sonra Taşnakların gençlik organizasyonu AYF'yi (Ermeni Gençlik Federasyonu) 30 Kasım 2013 tarihinde Diyarbakır'da düzenlenen BDP'nin 1. Gençlik Kongresi'nde ağırladı. Buradaki görüşmelerden sonra ARF yayın organı Armenian Weekly haberine göre BDP'nin Türkiye'de "sözde soykırımı tanınması için çalışacağı" söylendi.




4)  Dikkat çeken, kesinlikle atlanmaması gereken bir husus da "Sosyalist Enternasyonal" organizasyonunun faaliyetleridir. Sosyalist Enternasyonal'in başkan yardımcısı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, organizasyonun danışman partilerinden birtanesi BDP'dir. Ermeni Devrimci Federasyonu (ARF) da Sosyalist Enternasyonal'in tam üye ülkeleri arasında yer almaktadır. 11-12 Kasım 2013 tarihinde, CHP'nin ev sahipliğini yaptığı bu organizasyonda konuşan Kılıçdaroğlu'nun "Herkesin bildiği sebeplerden ötürü 92 yıl sonra gerçekleşen bu buluşma, tarihi bir anlam ifade ediyor." sözünü iyi okumak gerekiyor. Bununla beraber, Ermeni bir delegenin toplantıda sözde soykırımı anması ve devamında CHP'den gelen "nazik itiraz tavrını" da iyi okumak gerekiyor.




 Sonuç

  2012 yılında Fransa meclisinden "sözde soykırımı inkar edenleri cezalandırma" yasasını geçmesinden, Fransa Anayasa Konseyi'nin bu yasayı reddetmesi arasında geçen süre içerisinde (yaklaşık 2,5 ay) Türkiye iç gündeminin ve Türk dış politikasının nasıl meşgul edildiği test edildi. Bununla beraber her yıl "acaba ABD başkanı soykırım diyecek mi demeyecek mi?" tartışmalarında kayboluyoruz ve ağızdan çıkacak bir kelimeye bakıyoruz. Diasporanın mali kaynağının (Ermenistan için toplanan paralar) en güçlü yeri olan Rusya'ya da daha ayrı dikkat edilmelidir.
 
  Ermenilerin başta ABD'deki diasporası olmak üzere lobi faaliyetlerine aralıksız devam ettiği bilgileri sürekli geliyor. Özellikle Taşnaklar bunun için her yolu deniyor. Tüm bunların yanında kuvvetle muhtemel ortaya farklı boyutta bir Kürt Sorunu çıkartacak olan BDP'nin Ermeniler ile bu sıkı diyaloğunu daha da geliştirip bölgedeki görevini daha net yerine getireceğini, CHP'nin ise ABD'deki bağlantıları ve Sosyalist Enternasyonaller ile beraber izleyeceği yolun bu süreci bambaşka yere taşıyacağı, böylelikle herşeyin daha zor bir hal alacağı aşikar.

  Bu durumların 2015 yılı ile beraber küresel bir boyut kazanarak, bunun aleyhimize kullanılmasını önüne geçilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ciddi bir politik krizin yanında daha ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalabiliriz. Akdamar'ın restore edilip ayine izin verilmesi, Ermenistan ile milli maç oynanması, Ermenistan'a ziyaret gerçekleştirilmesi, bu bölücü faaliyetleri değiştirmeyecektir. Bütün bunların üstesinden gelmek için devletin gerekli ciddi adımları, ne pahasına olursa olsun bir an evvel atması gerekmektedir.



( 3. bölümde: Biri magazinlik ama diğeri saklı ; kim bu Amerikalılar ? )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder