Kıbrıs'ın ilk yerli halkı : Melezler
Osmanlı Devleti tarafından
fethedilmeden önce Kıbrıs'ta yaşayan halk ''melezdi''. Çünkü Kıbrıs bilinen
tarihi boyunca çok sayıda milletin yaşadığı yer olmuştur.
Roma İmparatorluğu döneminde
Hıristiyanlığı kabul eden Kıbrıs halkı , Bizans İmparatorluğu döneminde de
Yunanca'yı resmi dil , Ortodoks Hıristiyanlığını da resmi din olarak kabul
etti. Zaten melez bir halk olan
Kıbrıs'ın bu etkileşimler sonucunda iyice asimile olarak zamanla kendilerini Yunanlı
gibi görmelerine sebep oldu.
Osmanlı Devleti'nin Kıbrıs'ı fethi ve tarihsel süreç
Osmanlı Devleti Kıbrıs'ı yaklaşık 1 yıl süren
çetin bir savaş sonrası 1571 yılında aldı. Kıbrıs 1878 yılına kadar ( fiilen 307
, hukuken 353 yıl ) Osmanlı egemenliğinde kaldı. Kıbrıs'ın fethinden sonra , padişah II.
Selim'in emri ile ''Sürgün Hükmü'' çıkartıldı ve Anadolu'daki sanatkar Türk
halkının bir bölümü ve 20.000 asker
Kıbrıs'a gönderildi. Anadolu'dan gelen
Türkler kısa zamanda adayı canlandırdı. Osmanlı Devleti cami , han , su kemeri , çeşme yaptırarak adanın imarını
zenginleştirdi.
İngilizler Osmanlı-Rus savaşında
Osmanlı'ya destek olmuş ( milli menfaati için ) ve Osmanlı 1878 yılında
İngiltere ile yaptığı anlaşma gereği Kıbrıs'ı kiralamıştı. Bu kira , Osmanlı
Devleti'nin kaybettiği toprakları geri almasıyla son bulacak, İngilizler adadan
gidecekti. 1917 yılında Rusya'daki Bolşevik İhtilali sonrası çarlık yıkıldı ve
1918'de Osmanlı Devleti-Rusya arasında imzalanan Brest-Litovsk Anlaşması ile
Osmanlı'ya kaybettiği topraklar geri verildi.
İngiliz hegemonyasındaki Kıbrıs Süreci
Osmanlı Devleti'nin kaybettiği
toprakları geri kazanması İngiltere ile olan kira anlaşmasının da bittiğini
gösteriyordu ama İngiltere , Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın yanında 1. Dünya
Savaşı'na katıldığını bahane ederek Kıbrıs'ı ilhak etti ve yayınladıkları emir
ile adada bulunan halkı 2 yıl içinde İngiliz vatandaşı olmaya zorladılar.
İngiliz vatandaşı olmak istemeyen
binlerce Türk Anadolu'ya göç etti. Lozan Barış Anlaşması ile adanın tamamen
İngiltere'ye kalması , 1960'da İngiltere'nin adayı tamamen terk etmesi ile çok
sayıda Türk göç etmek zorunda kaldı.
İngilizlerin adadaki egemenliği
kuşkusuz en çok Enosis ( adanın Yunanistan'a bağlanması ) yanlısı Rumlara
yaramıştı. Türkler verdiği göçlerle sayıca Rumlardan daha azdı ve Rumlar
İngilizlerin verdiği rahatlığı fırsat bilip Enosis mitingleri düzenliyor ,
Enosis için İngiltere'ye heyet gönderiyor, her fırsatta Türkleri kışkırtıyordu.
Tarihsel sürecin sonucu : ''Sorunun Temeli''
Kıbrıs Sorunu'nun temelinde tarihsel
sürecin ve bu süreç içerisinde ortaya atılan fikirlerin iyi analiz
edilmediğini, asırlardır süregelen bu olayların birbirleri ile olan
ilişkilerini sağlam bir zemin üzerinde köprülendirilmediğini görüyoruz.
Ulu önder Atatürk'ün Kıbrıs Türklerinin
geleceği için yaptığı faaliyetlerin , ada içerisindeki Türklerin EOKA
tarafından katliamını durdurmak amacı ile kurulan TMT ( Türk Mukavemet Tugayı )
faaliyetleri ; TMT'nin kurucusu ve KKTC'nin ilk cumhurbaşkanı büyük Türk merhum
Rauf Denktaş'ın Kıbrıs Türkleri için yaptığı fedakarlıkların , 1974 Kıbrıs
Barış Harekatı'nın yani KKTC'de milli tarih bilincinin zamanla deforme
edilmesiyle unutulmuş olması Kıbrıs Sorunu'nu daha da çıkmaza sokmuştur.
KKTC'nin GKRY ile birleşmesini,
Yunanlıların Büyük Helen İmparatorluğu'nun yeniden kurulması ülküsü olan ''
Megali İdea '' nın ayrılmaz parçası Enosis'in fiilen hayata geçirilmesinin ilk
adımı olarak irat etmek mümkündür. Megali İdea bir heyuladan ibaret iken
günümüzde gerçekleşen bu olaylar neticesinde hedefine sağlam adımlarla ilerleyen sistemli bir düşünce
birliği formuna girmiştir.
Avrupa Birliği Komisyonu'nun alenen
dayattığı '' iki toplumlu , iki bölgeli bir federasyon '' modelinde yeniden
bileşilmesi ve tüm çabaların bu doğrultuda olması çağrısı , esas
gerçekleştirilmek istenen şeyin sinyalidir. Tamamen asimile olmuş , kendisini
Yunan kabul eden bir halk halinde olan GKRY'nin KKTC ile birleşmesi adadaki
Türk halkının geleceğine ciddi anlamda zarar verecektir. Kıbrıs Barış Harekatı
sonrası Rum kesimin ve Yunanistan'ın konuyu uluslararası alanda yanlış
aksettirmesini , bunun sonucunda da Annan Planı ve AB müzakere sürecinde Rum
yönetiminin isteklerine uygun bir ada yönetimi şeklini buna en iyi kanıt olarak
gösterebiliriz.
Hülasaten ;
Nevi şahsına münhasır bir millet olan
Yunanlıların gayesi açıktır ; bu gayenin adı ''Enosis''tir. Ve Kıbrıs Sorunu'nun temelinde de Megali
İdea ülküsünün vazgeçilmezi Enosis arzusu yatmaktadır !
Uygulamaya konulması gerekenler ve sonuç
Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti , AB sürecinde KKTC'nin sonsuza kadar ''milli davamız'' olduğunu ne pahasına olursa olsun savunmalıdır ; milli davanın gerektirdiği ''milli hassasiyeti'' süreç boyunca göstermeli, dik durmalıdır , çözümün parçası olmalıdır.
KKTC'nin adının uluslararası alanda ''CTR'' ( Cyprus Turkish Republic ) ; ''Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'' veya ''Kıbrıs Türk Devleti'' olarak değiştirilmesinin Kıbrıs Sorunu'nun çözümünde pozitif bir katkı sağlayacağını beklemek ütopist bir yaklaşımdır. Bu değişim , sorunu çözüme götürmeyen başka bir aşamaya taşır sadece.
Kıbrıs'ın uluslararası alanda ciddi manada jeopolitik ve jeostratejik önemi olduğu aşikardır. Lakin bizim için Kıbrıs'ı önemli yapan şey, aynı dili konuşup aynı kültürü yaşıyor ve ortak bir tarihimizin olmasındandır yani soydaşlığımızdır. Atılacak olan adımlar bu yönde ve sağlam olmalıdır. Kıbrıs Türkü , KKTC yönetimi ve Türkiye geçmişte yaşadığı Rum mezalimlerini , sürgünleri , çektiği sıkıntıları ; Kıbrıs'ı yıllardır ''milli dava'' olarak gören , bunun için çalışanların verdiği mücadeleleri, emekleri, şehitleri unutmamalıdır.
Muhayyilesi zengin yöneticilerin attıkları nutukları haklı olarak eleştiren kalemlerin kendi attıkları nutuklarla çözüme katkı sağlayamaması sorunun temeline ''milli bilinç'' hassasiyeti ile yaklaşılmadığının göstergesidir.
Kıbrıs Sorunu'nda kalıcı çözüm için merhum Rauf Denktaş'ın Kıbrıs'a katkıları , Kıbrıs için yaptığı fedakarlıklar özellikle Türk devlet adamlarına Amerikan , Avrupalı devlet adamları ve Rum liderine söylemelerini istediği mesaj bütünüyle gözden geçirilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder