19 Şubat 2013 Salı

MHP Yerinde Sayıyor !


  MHP'nin 10. Olağan Büyük Kongresi'nden sonra " Kongre Sonrası İcraat " başlıklı bir yazı yazmıştım. O zamandan bu zamana neler oldu kısaca göz atalım.

  ” Bizim , Türk milletine yan bakan herkesle hesabımız vardır ! ” dedi Lider Devlet Bahçeli kongrede. Kongreden bu yana geçen zaman zarfında bu söylem tekrar etmeye devam ederken Türk milletine yan bakılmaya da el kol sallayarak devam edildi. Başbakan Erdoğan önce " Türk milliyetçiliğine karşıyız " dedi. Yakın zamanda da " Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız. " dedi. Başbakanın bu söylemine karşı MHP grubu (bana göre) " misli " ile cevap verdi fakat sadece " cevap verebildi. " Bu söylemlerin önüne bozkurtça bir set çekilemedi !

  
” Türk tarihini yargılatanlarla , İmralı düşkünleriyle hesabımız vardır ! ” dedi Lider Devlet Bahçeli kongrede. Kongreden bu yana geçen zaman zarfında bu söylem tekrar etmeye devam ederken Türk tarihine linç girişimleri medya organlarınca devam etti , İmralı düşkünleri İmralı'nın adını tabiri caizse bir üst tura altın harflerle yazdırdı ! İmralı'daki enik , Başbakan Erdoğan'ın belirlediği BDP heyetince ziyaret edildi. Erbil'de sözde çözümler üzerine toplantılar düzenlendi. Belki de örtülü ödenekten bu sözde çözüm çığırtkanlığı yapan STK'lardan kurulu platformlara para aktarıldı ! MHP toplumun çöken yılgın psikolojisini tetikleyici açıklamalar yapmak yerine geleceğe dair umut vaat eden , karamsarlığa yer vermeyen ; hep bilindik tanımlar ile konuşmalar , açıklamalar , toplantılar yapmaya devam etti fakat enik düşkünlerinin sesleri kesilemedi !

  
” Türk milliyetçileri hak ve hukuku savunmak için herşeyi göze alacaktır ! ” dedi Lider Devlet Bahçeli. İç bütünlüğümüz için DTCF ve Marmara Üniversitesi'ndeki kahpe olaylara ilişkin neyi göz aldı MHP ? DTCF ve Marmara Üniversitesi ülkücüleri bugün üniversite yönetiminin haksızlıklarla dolu ağır linç girişimine maruz kalmıştır ! MHP , üniversite yönetimi üzerinde ve kamuoyunun genelinde yeterli derecede bir baskı oluşturabilmiş midir ?

  Konu başlığı çok. Yazacak şey çok. Biriktirdiklerimiz bunlardan daha da çok ! MHP , benimsediği ideoloji doğrultusunda ortaya attığı söylemleri fiilen hayata geçirmesi için daha kaç zaman geçecek bilmiyorum. Günler birbirini saniyelerden daha hızlı kovalıyor. Mitinglerin verimli geçmesi , klişelerden uzaklaşılması , toplum nabzının daha iyi tutulması , parti içindeki birlik ve beraberliğin bir an önce pekişmesi en büyük temennim.

  Türkiye sonsuza kadar tükenmek bilmeyen hareket içerisinde var olacaktır ! O hareket de Milliyetçi Hareket olmalıdır !

15 Şubat 2013 Cuma

İmralı , AKP ve Dış Sevisler üçgeni ; Psikolojik Harbe Karşı Atağımız Şart !


  Türk devletini tüm değerleri ile beraber ortadan kaldırmak isteyen , bizlere tarihsel bir kin güden emperyallerce ve onlara hizmet eden iç hainlerce kurulup desteklenmiş “maşa terör örgütü” PKK’nın elebaşısı olan Abdullah Öcalan ile bugünlerde yoğun bir ihanet trafiği yaşandığına ne yazık ki şahit oluyoruz !
  İktidar partisi AKP , terör örgütü lideri ile bu ihanet görüşmelerini toplumumuzdan olabildiğince gizli tutuyor. Bu görüşmelerin gizli tutulması , iktidar partisi ile bebek katili arasındaki konuşmayı gizli tutmasının yanı sıra bu görüşmelerdeki basına hiç yansımayan “dış desteklere” de daha ayrı bir gizlilik sağlıyor. Öcalan’ı paketleyip adeta bugünleri yıllar öncesinden senaryolaştıran ve adım adım bunları yola koyan malum “dış istihbarat servislerinin” bu ihanet görüşmeleri hakkındaki tutumları ve “İmralı-AKP Genel Merkezi” arasındaki kirli çalışmaları hakkında da hiçbir şey bilmiyoruz.
  AKP’nin meydanlarda ve görsel-yazılı medya yolu ile kavga ettikleri(!) PKK’nın siyasi kanadı BDP’yi kuytu köşelerde nasıl koruduklarına da bu bölücü süreç içerisinde şahit olmaktayız. BDP’li Gültan Kışanak için verilen “dokunulmazlığının kaldırılması fezlekesi” meclis başkanlığı yerine Adalet Bakanlığı’nca “kürsü dokunulmazlığı” bahanesi ile savcılığa geri gönderilmesi ile bu ihanet yolunda BDP’nin AKP’ye can yoldaşlığı yaptığını görüyoruz.
  Gelelim AKP içindeki söylemlere. AKP Diyarbakır milletvekili(!) Cuma İçten’in PKK’lı teröristler için söylediği “onlar benim canlarım , ciğerlerim “ sözü ve benzeri nice söylemler , AKP’nin kendi  içerisinde bu ihanet yolunda çok ateşli bir biçimde taraftar bulduğunu alenen belirtebiliriz. Bu konuların açılması ve toplumumuzun bu konuda hazırlanmasını kendisine görev bilmiş bir siyaset dehası(!) olan Bülent Arınç şuan AKP’nin en güçlü lokomotifi konumunda. Bülent Arınç’ın Öcalan’ı toplumumuza masum , müslüman ve inançlı gösterme çabası içerisinde olması bu konudaki en son çalışmasıydı.
  Diğer çalışmalara da değinecek olursak ; artık kendi içlerinde bütünlüğü tartışmaya açık olduğuna inandığımız ve kendi içleri dışında ( müslüman olmayanlar tarafından ) yön verildiği aşikar olan cemaat , bazı malum kanallarının bünyesindeki malum programları ile insanlara İslam’ı sınırlandırmış ve kendilerince benimsetme konusunda başarılı olmuştur. Ayrıca cemaat katıldığı bazı platformlardaki çalışmaları ve sunduğu fikirler ile de toplumumuzun büyük kesimini medya yolu ile gelişen milli olaylara duyarsızlaştırmıştır. Toplumumuzun Hıristiyan toplumlar ile kültürel etkileşimlere ( emperyalizme ) maruz kalmasındaki büyük etken olan ekranların ve sokakların kirliliği sonucu bozulan ahlaki yapısının da fırsat bilinmesi ile insanlar değerlerinden iyice uzaklaştırılmıştır. Bu kesimler hakikati ve güzellikleri düşünmemeye yönelik atılan her adımda ne yazık ki başarı sağlamıştır.
  Tüm bunları bağlayacak olursak ; bu düşüncelerin açık açık söylenebiliyor olmasının ve medya organlarınca topluma servis edilmesinin yolunun açılması bir yana , bu fikirleri barındıranların devleti idare eden bir iktidarda bulunması ve devletin önemli kurumları içerisine sızmış bir yapılanmada var olması milli bütünlüğümüz ve geleceğimiz için ziyadesiyle tehlike arz etmektedir ! Hasar çok büyük ve bozulan bu yapı , alınan yıkıcı hasarlar el birliği ile giderilmediği takdirde çok şey için geç olacağını söylemek acı ama gerçektir. Toplumumuz için “karamsar yapılı bir psikolojik harp” uygulamanın zamanıdır artık ! Bunu gelişen olaylar karşısında “tarih affetmeyecek” , “Türk milleti olanları biliyor” , “hesap soracağız” denmesine son vererek ya da bir şekilde son verdirerek gerçekleştirmeye başlamalıyız ! Umudumuz kısasa kısastır artık. Bugüne kadar yüreğimize ektiğimiz acıları topyekün biçme vaktidir.
  Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun.