17 Aralık 2012 Pazartesi

Kerkük Stratejisi : Kan ve Petrol !


  ABD-Irak savaşı...
  Demokrasi vaadi , insan hakları vaadi , özgürlük vaadi...
  ABD'nin bu savaşta harcadığı 1 trilyon doların ve ölen 4500 askerin karşılığı ;
  Ölen Iraklı sayısı 1 milyon , bir o kadar yaralı ve sakat kalan insan...
  ABD askerlerinin tecavüzüne uğrayan Iraklı kadınlar ( utanarak söylüyorum , çocuklar da var )...
  Kayıp olan ( utanarak söylüyorum , çoğunlukla satılan ) yaklaşık 4000 kadın.
  Namlunun ucunda yaşayan , salgın hastalıklarla telef olan çocuklar...
  ABD askerlerinin atış talimlerinde hedef olarak koyduğu Kur'an-ı Kerim...
  Sonuç :  " Yanlış istihbarat , özür dileriz. "

  Demokrasi vaadi sunan ABD Irak'ı böldü.
  Bölmekle de yetinmedi , etnik temel ve mezhep konularında insanları birbirine düşürdü.
  İnsan hakları , " kan emici emperyalistler " tarafından zaten götürülemezdi. Tablo ortada.
  Ama özgürlük vaadi...
  Özgürlük vaadi Barzani ve çetesi peşmergeler için geçerli oldu.
  Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra Irak'ta kaos çıkmış , Irak her gününü bombalı kanlı eylemler ile suikastler ile ateş altında geçirmiştir.
  Peşmerge destekli ABD askerleri Telafer'de , Tazehurmatu'da , Kerkük'te yaptığı kanlı katliamlar ile Irak'taki Türkmenleri sindirmiştir.
  Barzani ve çetesi için Kuzey Irak'ta " federal " bir zemin hazırlayan ABD , bölgesel kuklasını örtülü süslemeye devam ediyor.
  ABD'nin Irak'tan askerlerini çekmiş olması BOP oyununu bitirmediği anlamına gelmiyor.
  ABD , yerine tayin ettiği yönetici kadroları ile bu kanlı oyununu sürdürmekte.
 
  Tüm bu oyunlar yürütülürken tıkanılan tek bir konu var ; Kerkük !
  Kerkük ; stratejik konumu , demografik yapısı ( seçimler için göçler ile sonradan karıştırılan bir yapı ) ve de zengin petrol kaynakları nedeniyle Irak için çok önemli bir şehirdir.
  Kerkük bu nedenlerden dolayı işgalcilerin hedef tahtasında sürekli yer almıştır.
  ABD Kerkük'ü ve elbette ki başta petrollerini ele geçirebilmenin en uygun yolunu baskı , yıldırma ve "etnik temizlik" olarak belirlemişlerdir.
  Irak'ta yaşanan kaosta en büyük acıyı Türkmenler yaşamış , ABD-Peşmerge ortaklığı ile bölgede Türkmen varlığına son verilmek istenmiştir.

  Kerkük'te son kanlı eylem dün akşam saatlerinde yaşandı.
  Öncesinde yaşanan gelişmelerde Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Irak Merkez Yönetimi arasındaki gerilim tırmanmış , peşmergeler , tanklar ve askerler konuşlandırılmıştı.
  Sonrasında yapılan ( 14 Aralık 2012 tarihli ) karşılıklı uzlaşmalar ile askerlerin çekilmesi kararına varılmıştı.
  Lakin son karar "bölgesel yönetime" kalmıştı.
  Belli ki birileri bu kararı bozmakta ısrarlı.
  Belli ki birileri Kerkük için hala ısrarcı.
  Belli ki birileri kan ve petrol peşinde !

  Tüm bu yaşananlarının karşısında AKP'nin hala sus kalması kabul edilebilir birşey değil !
  Türk kelimesine alerjisi olan AKP'nin Kerkük için hiçbir çaba sarf etmemesinin , Kerkük'e sırtını dönmesinin , Kerkük'ü kan emicilere emanet etmesinin sebebi nedir ?
  Kukla Barzani ile dost oluşu , kongresinde şeref konuğu yapışı mıdır ?
  Kerkük'ün Türkmen şehri oluşu mudur ?
  Kerkük'ün bir Filistin , bir Arakan , bir Burma olmayışı mıdır ?
  Yoksa ABD'nin Kerkük'ü " kilit bölge-petrol cenneti " olarak görmesinin oluşturduğu korku hissi midir ?
  Hangisi ?
 
  Unutulmasın ; Kerkük Türk'tür , Türk kalacak !

12 Kasım 2012 Pazartesi

İşte Seçmen Burada Emrullah İşler !



 Emrullah İşler ! AKP Ankara milletvekili. Hakkında AKP Ankara milletvekili olması dışında hiçbir şey bilmiyorum. Nerelidir , ne mezunudur , nerelerde çalışmıştır , hangi görevlerde bulunmuştur , " idoolojisi " nedir vs. hiçbirine bakmadım. Açıkçası ; umrumda da değil ! Bu yazıyı sadece twitter'daki konuşmaları üzerine  yazıyorum.

  " İktidarları döneminde Kerkük'ü ziyaret edemeyen sözde milliyetçilere dışişleri bakanımız 75 yıl sonra gerçekleşen ziyareti armağan olsun " ( 02.08.2012 tarihli tweet ) tweetinizle ilgili hatırlatmalarım var. Öncelikle sözde milliyetçi/ler dediğin kişi/ler Oslo'da PKK'nın kucağına oturmamış , İmralı canisi ile görüşmemiş ( yani " şerefli " ) , Habur'da PKK'lıları davul zurna ile karşılayıp çadır mahkemelerde yargılamamış , Milliyetçi Hareket Partisi'nin lideri ve milletvekilleridir ! Öncelikle bunu bilin ! Ayrıca Dışişleri Bakanı'nın diplomasiye ve resmiyete aykırı olarak Kerkük ziyaretinin sonucunda Ramazan Bayramı'nda baram namazını Kerkük'te Türkmen kardeşlerimiz ile beraber kılacak olan MHP lideri Sn. Devlet Bahçeli'inin Irak'a gidişi diplomatik yollar ile engellenmiştir.

  " MHP engelleme yapayım derken tarihi bir hata yaparak kürsü işgali yaptı. Ancak kısa sürede yerlerine gönderildiler!! Devlet bey çok kızacak! Allahtan MHP nin başında Devlet Bahçeli var. İşin tadı fazla kaçmadan olaya el koydu ve aklı selim galip geldi. " ( 07.11.2012 tarihli tweetler ) tweetinizle ilgili de hatırlatmalarım var. Devlet Bahçeli'nin böyle bir talimatı olmadığı halde varmış gibi yazmanız sonrasında da vekilimiz Sinan Oğan'a " Devlet Bahçeli gibi aklı Selim sahibi birisinin kürsü işgalini tasvip etmeyeceği malum. "( 07.11.2012 tarihli tweet ) şeklinde mini bir değişim ile üzeri örtülü ( hiçbir şey olmamış gibi ) şeklinde demenizi de not ettim. Ve sonrasını da.

  
Yine vekilimiz Sinan Oğan'a bu mini değişiminiz akabinde kendinizi savunmak adına " ... 5. viteste kullandığınız muhalefet hakkını birden bire niçin 1. vitese çektiniz ? " ( 07.11.2012 tarihli tweet ) sorunuza cevabı meclisteki konuşmalardan ve çıkan arbedelerden anlamanız gerekir. Hatırlamıyorsanız Google'da aramak birkaç saniye.

  Son olarak " Sokaktaki MHP liyle Meclisteki arasında hiçbir fark yok ! Onlar da bağırıp çağırıyor bunlar da !!! " ( 07.11.2012 tarihli tweet ) tweetiniz için MHP'li genç bir seçmen olarak az cümle ile çok şey söylemek istiyorum. Benim vicdanım çok rahat. Ben Oslo'yu biliyorum , Habur rezaletini biliyorum , Hizbullahçıları nasıl saldınız biliyorum , milli bayramlarda nasıl karışıklık çıkartıyorsunuz biliyorum , Türklüğü nasıl yok etmeye çalışıyorsunuz biliyorum , BOP'u biliyorum , çuval olayını ve ABD'ye verilemeyen nota olayını biliyorum , çuval olayının mimarının ayağına kırmızı halı serdiğinizi biliyorum , mecliste nasıl sahte oy kullandığınızı biliyorum , şehitlerimize " birkaç Mehmet " dediğinizi biliyorum , kongrenize şeref konuğunuz olan Barzani ile duyduğunuz gururu biliyorum ve daha birçok şeyi biliyorum. Son olarak da malum yasayı.

  Bizleri , MHP'yi başkaları ile karıştırmayın. Biz milletiz , siz vekilsiniz ! Biz oy verir seçeriz , siz talepleri değerlendirir uygularsınız ! Size milleti çekiştirmek , hatta tweetinizdeki gibi kötüleme hakkını kim veriyor ? Milletvekili ne demek ? Kendi partisinden olmayan seçmen hakkında ahkam mı kesmek demek ? Peki başbakanın " MHP'li kardeşlerim " demesine ne diyeceksiniz ? Siyaset şerbeti mi , siyaset oyunu mu ? Hangisi ? Sizler oturup bizlerle dalga geçemezsiniz ! Bu vatan için ölmeyi göze almış , Türk milletini ayrım yapmadan bir bütün olarak gören ve seven insanlar hakkında bu şekilde yorumda bulunmak hiç kimsenin haddi değildir ! Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Kongre Sonrası İcraat !



  MHP 10. Olağan Büyük Kongresi'ni pazar günü yaptı. Liderimiz Devlet Bahçeli , 725 oy alarak yeniden genel başkan oldu. İnşallah bu sonuç tüm ülkücü milliyetçi camiada ve Türkiye'de hayırlara vesile olur.

  Türkiye'nin milli değerlerinin , milli yapısının tek gerçek savunucusu olan MHP'yi silmek isteyenlerin oyunları kongrede boşa çıkmıştır. Kongrede kavga ve ayrışma bekleyen ( uman ) hainlerin planları , 3 hilalin altında toplanan Türk milliyetçisi ve Ülkücülerin dik duruşu , ülkü birliği-bütünlüğü ve sağ duyuları ile boşa çıkmıştır !

  Kongre hakkında binlerce şey söylenebilir. Lakin bu saatten sonra mühim olan , bundan sonraki süreçte yaşanacak olanlardır. Bundan sonraki süreçte atılacak her adım hayati değer niteliğindedir !


" Bizim , Türk milletine yan bakan herkesle hesabımız vardır ! " denildi , hesap sorma vaktidir ! Türk milletinin milli bütünlüğüne kast eden alçaklar ebediyen susturulmalıdır , önleri kesilmelidir.

" Türk tarihini yargılatanlarla , İmralı düşkünleriyle hesabımız vardır ! " denildi , hesap sorma vaktidir ! İmralı'daki veled-i zinaya tapanların , ev hapsi çalışması yapanların , bebek katili bu veled-i zinaya konfor sağlayanların , kaale alanların ve onlara rehberlik edenlerin sesleri kesilmelidir

" Artık zaman ; her yere , herkese ve her gönüle ulaşma zamanıdır ! " denildi. Teşkilatlar sürekli aktif olacak şekilde dizayn edilmeli ve teşkilatlar yerel seçimler için artık start vermelidir ! Genel Merkez de yapılan faaliyetleri yakından kontrol etmeli , istişare bırakılmamalıdır !

" Türkiye Devleti sokakta bulunmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tektir , devletin kurucusu Türk milletidir. " denildi. Devletin kurucusu olan Türk milletine sürekli gidin. Gidip dert dinleyin. Dert dinleyip çalışın. Çalışın ki , kazanan " önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben olsun " ! Kazanan Türk milleti olsun !

" Türk milliyetçileri hak ve hukuku savunmak için herşeyi göze alacaktır ! "
denildi , şimdi göze alma zamanıdır ! Milli birliğimizi , tarihimizi , ismimizi silmeye çalışan hain sürüsüne anlayacakları dilden " dur 
" demek bizim hakkımızdır ! Bu uğurda herşeyi göze alalım !
Yazılacak daha çok şey var.
Ama yapılacak şeyler... Onlar daha da çok !
Zaman artık çalışma zamanıdır , el birliği ile.

Cenab-ı Allah bu süreçte emeği geçecek olandan şimdiden razı olsun , ona yar ve yardımcı olsun.


Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir !

15 Ekim 2012 Pazartesi

Alper Aksoy ve Yalan Kriterleri !




  Değişim tellalı Alper Aksoy'un " 3 Soruda Devlet Bahçeli ve Koray Aydın " başlıklı yazısında ortaya attığı kriterleri eleştirmeyi , MHP'nin genç tabanı , ülkücü bir birey olarak kendime bir borç bildim. Yazıda liderleri sözde objektif özde tarafgir kendince kriterlerde değerlendiren Aksoy , liderleri kendince 3 kriterde değerlendirmiş , yazısının sonunda da değişim vurgusu yaparak amacına yine kendince ulaşmış. İstenirse 1. ve 2. kriterler hakkında da yorum yapabilirim ama ortaya atılan 3. kriter çok farklı. 3. kriter yazının en rezil ; yalan ve iftira kokan bölümü. Türkçülük Günü'nü Milliyetçilik Günü olarak Devlet Bahçeli tarafından değiştirildiğini nefret söylemleri ile aktarıyor Aksoy.
  Çok derinlere inmeden kısa yoldan tek bir röportaj ile halledelim. 3 Mayıs 1944 olaylarına ilişkin merhum Başbuğmuz Alparslan Türkeş ile yapılan röportajda şu konuşmalar geçiyor :

**
“Türkçülük” ve “Türkçüler” keli­melerini biraz açar mısınız ?
A. TÜRKEŞ: “Türkçüler” derken ‘Türkçülük” ve “Milliyetçilik” aynı anlamdadır değişik bir anlamı yoktur. Yani Türk milletini sevmek, Türk milletinin iyiliğini istemek, hakkını savunmak duygusunun adı ‘Türk Milliyetçiliği”dir. Türkçülüğün başlangıçta bundan biraz daha farklı bir anlamı olmuştur. Türkçülük ifadesi daha ziyade “Türkçenin eski Arapça ve Farsça kelime terkiplerden kurtarılarak halkın konuştuğu Türkçe haline getirilmesi” hareketinin adı olmuştur. Bir nevi “Türkçecilik” tir. Bunun içinde tabii Türklerin esaretten kurtulması, bir bayrak. bir devlet halinde yaşamaları fikride vardır. Daha sonra Türkçülük, milliyetçiliğe yakın bir anlama gelmiştir. 
Sayın TÜRKEŞ, birkaç yıldır 3 Mayıslardaki tebrik kartlarınızın üzerinde “Türkçülük” kavramının yerine “Milliyetçilik” ibaresinin yer aldığını görüyoruz. Bu bir muhteva değişikliği mi ?
A. TÜRKEŞ: Bundan önceki sorunuza verdiğim cevaba binaen böylesine bir değişikliğe gittik. Yani “3 Mayıs Türkçüler Günü” değil de “3 Mayıs Milliyetçiler Günü” dedik. [1]
** 
  Alper Aksoy'a soruyorum ;
 
* Yukarıdaki röportajda merhum Başbuğmuzun söyledikleri sizler için hiçbir önem teşkil etmeyen hayal ürünü konuşmalar mıdır  ?

* Eğer hayal ürünü ise Devlet Bahçeli'nin Türkçülük kavramını tek başına Milliyetçilik olarak çevirmesi mümkün müdür ?


* Eğer hayal ürünü değil ise bu yaptığınızın adına alenen iftira denmez mi ?


* Bu değişiklik parti içerisinde kararlaştırılmıştır. Peki bu değişikliğin olduğu dönemde Devlet Bahçeli genel başkan mıydı ?


Ayrıca ;

  Devlet Bahçeli'nin 60. hükümet programı hakkında yaptığı " 
Türk milletini oluşturan temel bağ, kan bağı ve soybirliği değil kültür ve duygularda ortaklıktır. Ortak bir geçmişi paylaşan, ortak bir kültürü yaşayan ve ortak bir gelecek idealine inanan tüm Türk vatandaşları, etnik kökenleri ne olursa olsun, Türk milleti kimliğinde birleşmişler ve Türk Milletine ortaklaşa vücut vermişlerdir. açıklamasını yazınıza Devlet Bahçeli'nin söylediğini belirterek " 'Bizim Türklük anlayışımız kan bağı ve soy bağı içermez' bile diyebildi. " olarak taşımanız hakkında da elbette söyleyecekleriniz vardır !

 
Bu iftiralar neden atılıyor ?
 
  Değişimi iftira vasıtası ile mi sağlamayı planlıyorsunuz ?
 
  Ülkücülük bu mu ? Ülkücüye yakışan bu mu ?
 
  Ülkücü Hareketi bu vasıtalar ile mi dirilteceksiniz ?
  Türk milliyetçilerine ve ülkücülere bu ayıp için büyük bir özür borçlusunuz Alper Aksoy !

   Allah (c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir.
 ( Röportaj Ülkü Ocakları'nın resmi stesinde mevcuttur. )

 [1] http://www.ulkuocaklari.org.tr/ulkucu-hareket/tarihi-donemecler/3-mayis-1944/3-mayis-1944-olaylarina-iliskin-basbug-ile-yapilan-roportaj 


30 Eylül 2012 Pazar

AKP Barzani'yle Gurur Duyuyor !



  " Ne kadar güçlü olursanız olun PKK'yı Kandil'den çıkaramazsanız " deyip teröre alenen moral ve güç veren , PKK'yı terör örgütü olarak görmeyip PKK'nın hamiliğini yapan , " PKK ile savaş için peşmerge göndermeyeceğimizi ABD'ye söyledik " deyip efendisinin adını da tehditkar bir tavır ile çekinmeden söyleyen , " Bağımsız Kürdistan Devleti müjdesi vermek için doğru günü bekliyoruz " diye kahpece açıklama yapan Barzani itini " şeref konuğu " olarak getiren ve kongrede söz hakkı verip konuşturan AKP'ye söyleyecek çok sözümüz var !

  Irak'ta Türkmen kardeşlerimizi katledip geride kalanları  hapseden ve Süleymaniye'de askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde Amerikan askerlerine yardım eden peşmergenin başı PKK'nın bakıcısı Barzani , PKK'nın bitmesi için (!) ve sözde Kürt Sorunu'nun çözümü için AKP/ABD tarafından artık gözle görünür şekilde ön planda tutuluyor. Ayağına serilen kırmızı halılardan tutun ağabey hitaplarına kadar herşey Barzani'nin ayağına kadar getiriliyor , hürmet ediliyor , alkışlattırılıyor. Hatta bugün kongrede olduğu gibi " Türkiye seninle gurur duyuyor " şeklinde rezilce tezahürat yaptırtılıyor !

  Bugün aziz şehitlerimizin kemikleri sızladı ! Bugün şehit ailelerinin yürekleri bir kez daha yandı ! Bugün vatanını , bayrağını , ezanını seven Türk milletinin fertlerinin sabrı taştı ! Bugün öz kimliğini unutmuş , şerefinden göstere göstere taviz verip paraya ve koltuğa tapan zavallılar ise gününü gün etmeye , paralarını ve koltuklarını sevmeye devam etti.

  Bu rezil güruh bize şunu sorabilir ; Barzani hakkında bunca şey yazılıyor çiziliyor. Peki Barzani hiç mi PKK'yı uyarmadı , hiç mi kınamadı ? Evet uyardı , kınadı ! Peki PKK bu uyarı ve kınamaya karşı tavrı ne oldu ?

  PKK Kuzey Irak'ta perşmergeyi mi vurdu ?
Hayır.

  PKK Kuzey Irak'ta peşmergenin karakolunu mu taradı ?
Hayır.

  PKK Kuzey Irak'ta araç mı yaktı ?
Hayır.

  PKK Kuzey Irak'ta adam mı kaçırdı ?
Hayır.

  PKK Kuzey Irak'ta Peşmerge analarını mı ağlattı ?
Hayır.

  PKK bizim canlarımızı , sizin " birkaç Mehmet " veya " kelle " dediğiniz yiğit Mehmetçiklerimizi vuruyor kahpece !

  PKK bizim yiğitlerimizin elleri öpülesi analarını ağlatıyor !

  PKK bizim ciğerlerimizi yakıyor , Barzani'nin ise piş işkembesini doyuruyor !

  PKK'nın soysuz Barzani'ye verdiği herhangi bir zarar yok. Olamazda.
 
  Uyuşturucu karşılığı verilen para ve silahlar ; kaçırılan , köle yapılan insanlar... Her şey oynanan kirli oyunun birer parçası.
 
  Hepsi sistemli bir döngü içerisinde , masa sahibi devletler üstü ihanet odaklarının kontrolünde.
 
  Kongre boyunca yaptığınız alıntılar , süslü konuşmalar , icraatler , şiirler , türküler ve diğerleri sizde kalsın.
 
  Kalleş bir bölünme projesinin hücre sistemli ihanet yapılanması bugün itibari ile alenen kurulmuştur.
 
  Bu kongre AK bildiğiniz tarihinize KARA bir leke olarak geçecektir !

  " Ne mutlu Türk'üm diyene ! "

Allah (c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir !


27 Eylül 2012 Perşembe

Silah'ı Toz'u ile Yok Etmek




Mücadele yerine " müzakere "
Mermi yerine " masa "
Tahrik olurlar diye " tatlı dil " ve " hoşşik "
Sorunlarımız
Terörle mücadele , terörle müzakere , terörle iş birliği iken
Sorunlarımızı
Kürt Sorunu , Alt-Üst Kimlik Sorunu , Etnik Sorun formunda
Normlaştırmak isteyen
Yandaş güruhun köşe ve ekranlarında boy gösteren
Kalemleri boyunlarına tasma olarak takanlar tarafından
Sıkça duymaktayız !
Meydanı böyle milliyetsiz güruha bırakıp
Bir köşede olanı biteni izliyor !
Velhasıl ; devlet her nedense işin kolayında hala !
Bunu ;
" Devletin içerisinde devlet ( hala mı ) dönüyor ! " şeklinde yorumlar isek
Kimseyi kızdırmayız sanırım !
Hatta bu döngü
" Bilinçli " bir şekilde yapılıyor desek !
Hiç kızdırmayız !

* * * *

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in ve Başbakan Erdoğan'ın
" İmralı ile görüşmeler yeniden olabilir " sözü
Oslo süreci , öncesi ve sonrasındaki gizli görüşmeler...
Bunların çözüme hiçbir katkısı yok
Ziyadesi ile zararı var !
Bu işler
Mağara bombalamak ile
F-16 larla bir iki kamp yıkmak ile
Kısa süreli bir kara harekatı ile
Kınamak ile
Slogan atıp yürüyüş yapmak ile
Elbette OLMAZ !
Olayları yüzeysel anlatmak , yüzeysel anlamak kimseye fayda vermez !

* * * *

Terörle mücadelede sınırlı bıraktığımız tek konu : PKK !
PKK'nın ana destekçileri bu kapsama
" Üstü örtülü " sokulup
Yeniden açılması gerektiği güne kadar
Dile getirilmiyor !
İşin içerisinde işler dönüyor !
Kirli işler ; " tozlu " işler
Veya
" Silah kaçakçılığı " işi !

* * * * *

Silah kaçakçılığı , PKK bittikten sonra nasıl bir hal alacak ?
Uyuşturucu güzergahı ve paket-dağıtım işi
PKK bittikten sonra nasıl bir hal alacak ?
Yeni haritalar
Yeni tahsilatlar
Yeni banka hesapları
Yeni ortaklar
Olası devir işleri
Bu işi koordine eden yönetim kadrosu nasıl şekillenecek ?
Devlet bu işten belini nasıl doğrultacak ?
Uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığında
Transit geçiş yerleri ve sahipleri için
Devlet nasıl bir yol izliyor
Ve gelecekte nasıl bir yol izleyecek ?

* * * * * * *

Bu acılar son bulur
Bu göz yaşları diner
Devletin yol haritası Öcalan'lı veya şu bu değil
Yüzde yüz " milli ve bağımsız " olmalı !
Biz çözümü biliyoruz ,
Büyüklerimiz de bilsin artık !

* * *

Allah (c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir !

* * * *

6 Eylül 2012 Perşembe

Manifestom !



" Ülkücü Hareket'in , Milliyetçi Hareket'in aziz mensupları..."
Devlet Bahçeli konuşmalarında sık sık dile getirir bu ifadeyi.
Bu güne kadar bunu çözümleyen sanırım çıkmadı.
Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket ! Farklı kavramlardır bunlar.

İlk olarak ülkücülüğün duruşu ve yaşam felsefesi hakkında birkaç şey belirtelim.
Ülkücülük kavramı canlı bir kavramdır
Milliyetçiliği bedeninde barındırır , İslamiyet'i de ruhunda barındırır !
Yani ülkücü , Türklüğü ile gurur duyarken aynı anda peygamber efendimiz (sav) yolundan ayrılmaz.
Ülkücü , yüreğinde Allah korkusundan başka korku barındırmayan
Hak din İslam'ın sancaktarı
Gönlü iman , defteri salih amel ile dolu
Milletini Mete Han gibi , Atilla gibi , Osman Batur gibi , Başbuğ Alparslan Türkeş gibi seven
Yiğit , er kişidir.
Milliyetçiliği tanım olarak hepimiz biliyoruz
Ve şükürler olsun nefes alabildiğimiz her gün bunu gururla yaşıyor ve yaşatıyoruz.

Hülasa
Klasik bir cümle ile ifade edersek ;

" Her Ülkücü bir Türk milliyetçisidir ama her Türk milliyetçisi Ülkücü değildir. "

Ben de diyorum ki
" İftira ve riya " fırtınası estirerek
" Devlet Bahçeli namaz kılmıyor , oruç tutmuyor... " şeklinde aslı astarı olmayan sözler sarf ederek
Çıkıp ekranlara ya da çekilip köşelerinize ağır itham dolu sözler ve tümceler kurarak
O koltuk asla yıkılmaz.
Sizlere göre Devlet Bahçeli " zalim " ise , ve sizler bu zalimi(!) indirme peşinde iseniz
" Dinsizin hakkından imansız gelir " sözünü bir hatırlatayım !

Açık olarak ifade etmek gerekirse
Ülkücülüğü , ülkücü hareketi savunuyorum deyip
Ağzında küfürvari sözlerle dolaşanlar yanlış yoldadır !
Yanlış kişiler ile yoldaşlık yapmaktadır !

Devlet Bahçeli konuşmalarında Ülkücü Hareket'in ve Milliyetçi Hareket'in mensuplarını selamlamakta ve kucaklamaktadır.
Bu ayrımcılık değil bütünleştiriciliktir !
Bu deneyimdir , bilgeliktir !
Bu dava adamlığıdır , liderliktir !
" Sizler " bunun farkında değilsiniz , çünkü koltuk derdinde ve peşindesiniz.

Boş heveslilerin boş hevesler ile hevessizlerin heves sandıkları hevesi hepsinin kursaklarında kalacaktır !
O gün yakındır !

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin ! ( Amin )

- - - - - - - - - - - -

Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir.

20 Ağustos 2012 Pazartesi

AKP Devleti ve Oligarşi


Millet
; kuvvet ve toprak ile beraber devleti oluşturan ögedir !

Bu ögeler dahilinde devlet ayrıca organlar bütünüdür.

Bu organlar ;

* Cumhurbaşkanı
* Başbakan
* TBMM
* Yargı ( vs. ) dan meydana gelir !

- - - - 

Başbakan kim ?

Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı !
Yani , Türkiye de dahil 22 ülkenin sınırlarını değiştirecek olan bu projenin öncüsü !

Cumhurbaşkanı kim ?

BOP eşbaşkanı Erdoğan'ın partisi AKP'den önce başbakan sonra dış işleri bakanlığı yapan , şimdilerde ise AKP noterliği yapmakta olan kişi !

TBMM ?

Bünyesinde eli kanlı terör örgütünün beslemelerini barındıran , alenen vatan haini sürüsü işgaline uğramış kurum !

Yargı ?

PKK elebaşısı Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan getiren , elinde hiçbir ispatı veya dayanağı olmadığı halde şeref madalyalı büyük komutan Engin Alan'ı " terörist " diye suçlayıp hapse atan kurum !

- - - - 

Bir organ çalışmaz hale geldiği vakit insana ciddi anlamda zarar verir.
Çünkü her organın kendine göre ayrı bir görevi vardır vücut içerisinde !

Çalışmayan organ için nakil yapılır. Nakilde doku uyumu önemlidir ve gelen organ güçlü olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'ne de acil nakil şarttır ! Devletin organlarının hali ortadadır !
Başbakan , TBMM , Cumhurbaşkanı iflas bayrağını çekmiştir !

Bugün Türkiye'de ileri demokrasi adı altında provakatif teokrat söylemler ile sürekli hedef saptırılan bir "oligarşi yönetim" vardır !

Hortumunu AKP'ye bağlayan kralcı güruhun zevki sefası hakimdir bugün Türkiye'de !Hülasaten ;

Devlet , Türk milletinin devleti olmaktan çıkmış , AKP himayeside alenen "AKP Devleti" olmuştur !

- - - -

Bilinmelidir ki ;

 Doku Türk milleti'dir !

Organlar da Türk milletinin "milli dokusuna" uygun olan organlar olmalıdır !

Başbakan da , cumhurbaşkanı da , TBMM de , yargı da ( ve diğerleri ) milli dokumuza zarar vermektedir !

Tümüne nakil şart !

Kurtuluşumuzun reçetesi budur vesselam !

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Misafirimiz Olur Musunuz ?


Şemdinli'de BDP'lilerden PKK'ya sevgi seli !

PKK Şemdinli'de yol kesmişmiş de , BDP konvoyundakiler şaşırmışmış da

Hikaye !

PKK yol kesmedi bu bir !
Medya bu konularda saçmalamaktan vazgeçsin !
PKK , yol kardeşi olan BDP'nin neden yolunu kessin ki !
Gözlerimizin önünde
Sarıldılar , öpüştüler , koklaştılar
Slogan attılar , alkış tuttular , propaganda yaptılar !

Bu önceden planlanmış bir " gövde gösterisidir " !

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Türkiye genelinde yaklaşık 2,5 milyon oy potansiyeline sahip olan ( 2011 genel seçimleri sonuçlarına göre ) BDP'nin bu kadar şımartılmasının altında neler yatmaktadır ?

Milletimizi birbirimize düşürmek mi ?

Milletimize kin ve nefret duyguları aşılamak mı ?
Milletimizi aşağılamak mı ?
Milletimize bıkkınlık verip , " ver kurtul " isteği aşılamak mı ?

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

AKP hükümeti ve özellikle de " ulusalcı-devletçi " kesim şunların kesin bir orta noktasına varsınlar

AKP hükümeti için sorunu hala " masalık " yani " müzakere " mi ?

" Ulusalcı-devletçi " kesim için bu sorun neden " milli " değil de " sadece devlet sorunu " ?

Şunu iyi bilin ki

Devletin şerefini abuk sabuk yazılar yazıp , abuk sabuk projeler yapıp , abuk sabuk stratejiler üretip , abuk sabuk filmler ( vs ) çekip kurtaramazsınız !
Bunu yapar iseniz

Şerefsizsiniz ! 
Cibilliyetsizsiniz !

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ;

* PKK'lı şerefsizler için kucaklama törenleri yapılmasını 
* PKK'lı şerefsizler ile rezil masalarda sorun tartışması yaşanmasını
* PKK'lı şerefsizler ile polemiğe girmekten başka icraat yapılmamasını
İSTEMİYORUZ !


- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allah (c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir !
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Maşuk'tan Nasihat



Merhaba.
Ben deniz Maşuk.

Zamanın birinde , Aşık'a yanmış bir "maşuk" !

Yıllar ötesi , hatta çağlar ötesi bilinir varlığım.

Yayılmışım
Hem yer yüzüne hem mitolojiye.

Adımı çoğu zaman değiştirmiş insanoğlu.
Ama benim adım , Maşuk.
" Aşık'ın Maşuk'u. "

" Efsane " derler benden için ; kulak asmayasın.
Sizler gerçekliklere " merhaba " deyin !

Ve her şey bir yana
Sevin
Sevin , sevilin ;
Gülün , eğlenin.

Üzmeyin.
Üzdürmeyin.
Üzülmeyin.

Bilesin ki ,
Gökte Tanrı hep var olacak.

Ve bilesin ki ,
Eğer siz hep mutlu olursanız ,
O size elbet yar olacak.


5 Ağustos 2012 Pazar

Hakkari'de "Şimşek" Çakıyor , Gülelim Mi ?



Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek
Çok kral adam ya.
Yani kral derken , "kraldan çok kralcı"
Hani ülkemizde bakanımız filan ama
Adam "İngiliz vatandaşı" be üstadım !
İhtişam abidesi (!)
İngiltere'nin "kralı" yoktu bak yeni hatırladım.
Şimdi o kalıba da "kraliçe" kelimesi uymaz ki.

Neyse bir anekdot paylaşayım
Zamanın birinde
4 Ağustos'u 5 Ağustos'a bağlayan geçen gecede
Baktım bizim bakan , Hasip Kaplan ila hasbi'hallerde Twitter'da.
Araya girmek istemedim
Hasip mause'u filan kırar şimdi sinirden.
Bende faşistim ya hani şimdi ,
Olay çıkmasın , zaten gerginlik had safada !

Adana tabiri ile " aboo ", gülücükler filan uçuşuyor
" İsim-Şehir " oynuyorlar.
Görüp de okumayan gözlere yazık.

Ulan sonra gözüme bir haber takıldı ki...

" Hakkari'de şiddeti çatışma "

( Anektod anlaşılmadıysa not düşeyim ; yıl 2012 )

Günlerdir sürüyor , durmuyor , kesilmiyor !
AKP'nin iflas eden Suriye politikası PKK'nın Suriye kolu PYD'nin önü açılınca ,
İt sürüsü PKK'da şaha kalktı , doğal olarak !
Bunun olacağı belli idi !
Neyse , oraya yoğunlaştık doğal olarak , bekle filan haberleri ; tabi yayın akışı kesildi !
Çok bilinçliler maşallah yetkililerimiz , sabaha kadar yapmadılar açıklamayı.
"Gece boyu basın açıklaması hazırlandı , kolay mı sanıyorsun. Bakanız biz bakan , danışmanlar sağ olsun. "
Dendi her halde içlerinden , her şeyi bekler olduk artık.

Baktım bizim bakan Melih Gökçek'e sarmış bu arada.
Gülücük atan geyik gördüm iyi mi...
Adam bakan olum !
Dingilterelerde okumuş , vatandaşı olmuş !
Neyi sallayacak kardeşim , sen bilir misin ki o koltuk kimleri sallar !
Başbakana "boş'bakan" dendiği günümüzde , Mehmet Şimşeğe ne denir bilemedim.

Gülbakan Mehmet Bey , gül bakayım...
Anaların ciğeri yansın , ocaklar sönsün ,
Masaya oturup Oslo'da askeri suçlayın ,
Polisleri "sizin evladınız" ip gibi dizsin suçlu misali ,
Sen gülümse ;

" Ciğeri pare pare olana ben bakarım ! "

" Ben şehide Bakan'ım , saygı ile , dua ile... "
- - - - - - - -

8 Şehidimiz var
Ruhları şad , mekenları cennet olsun ( Amin )
Yaralı olan askerlerimize ise yüce Allah'tan acil şifalar diliyorum.

- - - - - - - -

" Allah (c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir ! "

- - - - - - - -

Not : Damarlarımızdaki " asil kanın " farkına varmanın zamanı gelmedi mi ?

Bu sinir bizi öldürecek , failimiz meçhul kalacak !

27 Temmuz 2012 Cuma

BOP , Irak ve Suriye ( 2 )





"Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu"

ABD ordu komutanı General Tommy Franks'in operasyona verdiği ad buydu !

ABD ve Britanya hükümetlerinin bir iddiası vardı ; Irak'ta kitle imha silahı var !

Gerekçeleri de bu silahların koalisyon hükümetleri başta olmak üzere bir çok ülkenin güvenliği ciddi şekilde tehdit etmesiydi.
Savaş başlatmaya yeterli olabilecek bir sebep ; hele ki güçlü , söz geçirebilecek düzeyde bir ülkeyseniz.


20 Mart 2003 sabahı Irak'ta " BOP'un " şiddetli bomba sağanağı başladı.  Ve tabi " coni  hegemonyası " ve müslüman zulmü de.

* ABD'li askerler , Irak'ta 14 yaşındaki bir kıza tecavüz edip , bu kızla birlikte küçük kız kardeşini , kızların anne ve babasını öldürdü. [1]

* ABD'li askerler Irak'ta Ebu Gureyp Cezaevi'nde kalan mahkumlara türlü işkeceler yaptılar. Buradaki resimler basına sızdı. [2]


* ABD Temsilciler Meclisi üyesi John Murtha , ABD askerlerinin Irak'ta masum sivilleri öldürdüğünü itiraf etti. [3]

Ve daha nice vuku bulan iğrenç hadiseler.

15 Aralık 2011 tarihinde ABD , Irak'ın başkenti Bağdat'ta bulunan en büyük üssünde düzenlenen törenle bayrağını indirdi ve savaş " resmen " sona erdi.
Bayrak indirme olayının olduğu gün bir Irak'lı şöyle anlatıyor yaşananları :
" Bizi Saddam'dan kurtarmak için geldiler. Binlerce Saddam yaratıp gittiler. Eskiden kim Şii kim Sünni bilmezdik. Mezhep farkı gözetmeden birlikte yaşıorduk... " [4]


ABD'nin kirli projesi BOP'un , " uygulamaları " ve açıkça görünen " ilk deneme yeri " olan Irak'ta , ardında bıraktığı enkaz o kadar ağır ki :

* 1 milyona yakın Irak'lı öldü.

* Her ay ortalama 300 Irak'lı bombalı saldırı ya da suikast sonucu öldürüldü.

* Müslüman kadınlara tecavüz edildi.

* 4 milyona yakın insan yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı , mülteci hayatı başladı.

* Annesiz babasız kalan çocuklar , sakat kalanlar , hayatı cehenneme dönmüş aileler...

* Tavan yapmış işsizlik oranı oluştu.

* Mezhep çatışmaları ciddi anlamda patlak verdi.

  ve " savaşın baş nedeni " olan

* Kitle imha silahları bulunamadı !

BM denetçilerinin Şubat 2003'te " Irak'ta Kitle imha silahı yok." raporunu hazırladığı halde Irak ile savaş başladı ! [5]
Eylül 2004'te , dönemin Dışişleri Bakanı Colin Powel " Irak'ta kitle imha silahı bulunamadı. " açıklamasını yaptı. [6] Savaş tüm bu olanlara rağmen " Büyük Ortadoğu Projesi'nin hayata geçmesi " için durdurulmadı !


Ve Başbakan Erdoğan

" Amerika'yla olan yakın işbirliğimizi sürdürmeye kararlıyız. Dahası , bu cesur kadın ve erkeklerin en az kayıpla evlerine dönmelerini umuyor ve Irak'taki acının en kısa zamanda sona ermesini umuyor ve bunun için dua ediyoruz. " sözünün sahibi [7]
Türkiye'yi de bölmeyi amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi'nin " eş başkanı ". [8]

Başbakan Erdoğan'ın dua ettiği ABD askerleri , 4 Temmuz 2003 yılında peşmergeler ile beraber , Süleymaniye'de görevli 12 askerimizin başına çuval geçirdiler ve Bağdat'a hapishaneye götürdüler.  Muhalefetin " ABD'ye Nota ver ! " çağrısına karşı " Ne notası veriyorsun , müzik notası mı " [9] diyerek konunun kendisi için önemini(!) ortaya koymuştur.


BOP'un " ilk deney yeri " olan Irak'ta katledilenler arasında Türkmenler de vardı ! " Telafer Katliamı " başbakan Erdoğan için neyi ifade etmektedir ?

Eylül 2005'te ABD askerleri Şii Bedir Kuvvetleri ve peşmergelerin el ele verip " Telafer'de " Türkmen kardeşlerimizi öldürdüğü , esir ettiği bu vahşet neden görülmemiştir ?

Katliamdan sonra ABD'ye sözde rest çeken " Telafer'e dokunan bize dokunur. " diyen [10] Davutoğlu , Mart 2012'de Telafer'de meydana gelen kanlı saldırı için sadece " kınama mesajı " yayınlamıştır. [11]

Bu umursamamazlığın kaynağı bellidir ; BOP'un kendileri için önemi !

Irak bugün BOP'un amacına uygun olarak bölününmüştür. Kuzeyde özerk bir Kürt devleti kurulmuştur. Yönetimler birbirlerine ayrı düşmüştür.

Irak halkı , çekilen acılar , şiddetli intihar saldırıları kimsenin umrunda değildir. BOP'un Irak görevi tamamlanmıştır.




Kaynaklar :

[1] 
http://www.haberturk.com/dunya/haber/12527-abd-askeri-irakta-tecavuz-edip-oldurdu

[2]   http://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu_Gureyb_Cezaevi_i%C5%9Fkenceleri 

[3]   http://www.milligazete.com.tr/haber/25334 

[4]  http://www.aktifhaber.com/abd-bayragi-indi-irak-savasi-bitti-533174h.htm

[5]  http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=127876

[6]  http://www.cnnturk.com/2004/dunya/09/14/powell.irakta.kitle.imha.silahlari.bulunamadi/35570.0/index.html

 [7]  http://www.youtube.com/watch?v=K34SHQodNiI 

[8]   http://erkintufan01.blogspot.com/2012/07/bop-irak-ve-suriye-1.html 

[9]   http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=157980

[10]
  http://www.hurriyet.com.tr/dunya/17134215.asp

[11]  http://www.sondakika.com/haber/haber-disisleri-bakanligi-irak-taki-teror-saldirilarini-3431486/







25 Temmuz 2012 Çarşamba

BOP , Irak ve Suriye ( 1 )



Esas konuya ( Suriye ) bugün girmeden önce , ilk olarak
 BOP ( Büyük Ortadoğu Projesi ) 
hakkında bilgi vermeye ziyadesiyle gerek var.

Resmi adı "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi" olan BOP , ABD'nin , Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki İslam ülkelerinin kendilerince "dönüşüm" fakat esasında "yıkım stratejisi" olan projedir. Bunun en büyük ve ilk örneğini ABD - Irak Savaşı'nda bütün çıplaklığı ile gördük.


Hillary Clinton'dan önceki ABD Dışişleri Bakanı Condellezza Rice , 7 Ağustos 2003'te The Washington Post Gazetesi'nde yayınlanan " Transforming The Middle East - Ortadoğu'yu Dönüştümek " başlıklı yazısında Büyük Ortadoğu Projesi'nin ABD'nin ulusal çıkarları ve İsrail'in güvenliği çerçevesinde yürütüldüğünü , bu bağlamda 22 ülkenin sınırlarının ve rejimlerinin değiştirileceğini ve buna Türkiye'nin de dahil olduğunu belirtmiştir.


Bir hatırlatma daha ! 15 Eylül 2006'da Roma'daki NATO toplantısında ABD'li subaylar duvara BOP'un haritasını yansıttılar. Sınırların bu şekilde olmasıyla Ortadoğu'da barışın en iyi şekilde sağlanacağını ifade ettiler.

Hülasa ; Misak-i Milli sınırlarımıza "küfür ettiler" !

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ;

16 Şubat 2004 tarihinde Kanal D'de yayınlanan Teke Tek programında " Şu anda Amerika'nın da 'Büyük Ortadoğu Projesi' var ya 'genişletilmiş Ortadoğu' , yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu aşarmamız lazım. " açıklamasını yaptı.

4 Mart 2006 tarihinde İstanbul/Tuzla AKP ilçe kongresinde " Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlarından biriyiz. " ve 4 Mart 2006 İstanbul/Bayrampaşa ilçe kongresinde " BOP'un eş başkanlarından biriyiz. Bu görevi yapıyoruz. " dedi. Başbakan Erdoğan , eş başkanlık itirafını 30 dan fazla yerde dile getirdi.

Eş başkanlık için kendisine yapılan eleştirilere ise " Ellerine bir kağıt almışlar dolaşıyorlar BOP Amerika'nın projesidir diye. Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız. İspat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar. Bu kadar açık konuşuyorum , bu kadar ağır konuşuyorum. " ifadeleri ile karşılık vermiştir.





Tarihler akılda kalmalı.

Rice'ın makalesi 2003 yılında yayınlandı.

Başbakan Erdoğan da ilk defa 2004 yılında " BOP eş başkanıyım " dedi.


Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı , kendi ülkesinin sınırlarını değiştirileceği proje sahibi ABD'nin Dışişleri Bakanı ( eski ) tarafından açıklanan projenin " eş başkanlığını " kabul etti !

20 Haziran 2012 Çarşamba

PKK ile Müzakere değil "Mücadele" et !



Kabil'de şehit olan askerlerimizin çocuklarının al bayrağımıza sarılı tabutlarda koşup babalarının naaşını ararken yüreğiniz hiç mi sızlamadı ?

                               


Şehit Ünal Demir'in 3 yaşındaki oğlu Ramazan'ın tabuta sarılan annesine " Anne babam neden burada yatıyor ? " diye sorduğunda o minik yüreği işittiniz mi ?

                               



Dağlıca'daki çatışmada şehit olan Umut Bulut'un 9 aylık oğlu Selçuk'u gördüğünüzde yüreğiniz hiç mi sızlamadı ? [1]

Zamanlamaya dikkat " safsatalarını bizlere yutturamazsınız ! Başbakan Erdoğan'ın Obama ile görüştüğünde de şehitlerimiz oluyor görüşmediğinde de ! Siz konuyu bu şekilde başka yönlere çekmeye çalışamazsınız , ayıbınızı örtemezsiniz !

Sizler Türk milletine " Terör sorununu " " Kürt sorunu " olarak anlatmaya devam ettikçe etnik ayrımcılığın daha da büyüyeceğini çok iyi biliyorsunuz ! Türk milletini etnik temelde bölemezsiniz ! Türk milletinin varlığına ve bütünlüğüne kast etmek isteyen , bölmek isteyen kalleşlere çanak tutamazsınız !

Sizler "terörle mücadeleyi sonuna kadar sürdürecez" diyerek hala bu milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorsunuz ! Sizler mücadeleyi değil " terörle müzakereyi " sonuna kadar sürdüreceksiniz !

Bu müzakereler yapılmaya devam ettikçe kaç vatan evladı daha , sinsi planların gölgesinde birer birer şehit düşecek ?

Kaç ananın , kaç babanın , kaç yarin , kaç evladın yüreğine kor düşecek daha ?

Bu masum çocukların yüzünü nasıl güldüreceksiniz ? Onların acılarını nasıl dindireceksiniz ?

Bu masum çocukların yüzü  Habur'la mı güldürülecek ?

Bu masum çocukların yüzü Öcalan'a " sayın Öcalan " diyerek , " ev hapsi " getirilmesi önererek mi güldürülecek ? [2]

Bu masum çocukların yüzünü " federasyon " mu güldürecek ?

Bu masumların yüzü " teröristlere genel af " ile mi gülecek ?

Cumhurbaşkanı Gül " Türkiye'de güzel şeyler olacak. " dedikten sonra Diyarbakır Silvan'daki hain saldırıda 13 askerimizin şehit edildiği gün Demokratik Toplum Kongresi ( DTK ) tarafından " özerklik ilan edildi " [3] , Leyla Zana " özerklik yetmez daha fazlası gerek " dedi [4] , şehit haberleri üstüne şehit haberleri geldi !

Bölücü terör örgütü PKK ile etkin mücadele artık şarttır ! Kandil'i 3-5 bomba ile değil , terör yuvası olan o dağı dümdüz edecek şekilde mücadele yapılmalıdır !

PKK ile masaya oturulmaya , taviz verilmeye devam edildiği sürece şehit haberleri gelmeye , baba ocaklarına ateş düşmeye maalesef devam edecektir.

Allah(c.c) sonumuzu hayır etsin.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

[1] http://www.ensonhaber.com/sehit-umut-bulutu-9-aylik-oglu-karsiladi-2012-06-20.html

[2]  http://www.internethaber.com/bulent-arinc-pkk-teror-orgutu-ev-hapsi--434718h.htm

[3]  http://www.dha.com.tr/pkknin-doludizgin-gidisi_186891.html

[4]  http://www.ntvmsnbc.com/id/25309560/



19 Haziran 2012 Salı

Bu Rüyam Beşarete İşaret Değil !

 
  Aziz vatandaşlarım

  Sizleri en kalbi duygularım ile selamlıyorum.

  İktidar olduğumuz ilk dönemden günümüze kadar muhalefetin ve diğer kesimlerin linçlerine maruz kaldık. Hatırlarsanız partimize açılan kapatma davası , terör örgütü ile mükaleme safsataları ve diğer iftiralar , iğrenç yakıştırmalar hafızalarımızda.

  Sevgili kardeşlerim

  Muhalefetin mantalitesine , basiretine , izanına baktığımız zaman "benim" %50'lik oy başarımı nasıl yakalayamamalarını görmek mümkündür. Kullandıkları üslup , içlerindeki kinin dışa vurumudur ! Allah için , bunlardan memlekete baş olur mu ? Unutulmamalıdır ki benim natıkam yüce Allah'ın bana bahşettiği bir istidattır !

  Gündemin yoğunluğunda oturdukları yerde yorgunlaşan hatta gittikleri yere depremi de götüren Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli gene hülyalarda. Sayın Kılıçdaroğlu acaba neden Bülent Arınç'ın '' Öcalan'a ev hapsi '' önerisine şartlı da olsa "destek" sunarken muhterem hoca efendi Fethullah Gülen'e yaptığımız çağrı için '' Garipsedim ! '' diyor ? Garipsenecek olan senin garipsediğin şeyler ile destek verdiğin şeyler arasındaki uçurumun ta kendisi değil mi ey Kılıçdaroğlu ! Bize diyorlar ama asıl " şark kurnazı " bunlar !
 
  Biz sanki cemaatteki kardeşlerimizin damarlarına şerbet mi veriyoruz , onların bam teline mi dokunuyoruz hoca efendiye dön diyerek ! Bunlar seçim yatırımı olmayacak konular , lütfen !

  Benim cehapeli kardeşlerimin bugün tek suçu var o da hala cehapenin Atatürk'ün partisi olduğuna , Atatürk'ün ilke ve inkilaplarını koruduğuna inanmasıdır. Bizler Atatürk'ün hangi ilkesini savunduk ta sonradan " bunları onu korumak için yapıyoruz. " dedik ? Sorarım sizlere.

  Aziz Türkiyeli'ler

  Terör elbet bitecek !
  Teröre asla taviz vermedik , vermeyecez.
  Terör konusunda yaptığımız stratejilerde "Hayaldi gerçek oldu" parolamızı kullanıyoruz.
  Sır küpüm Hakan Fidan'ı Oslo'ya ben gönderdim , terör örgütü ile görüşmesinden elbette haberim var.    
  Gelişmeleri Sayın Kemal Burkay ile beraber takipteyiz.

  Buradan son dönemde sesini yükselten mehape liderine ve vekillerine de seslenmek istiyorum !

  Öcalan'ın yerini soruyor bana Sayın Bahçeli ! Daha önce de ip atmıştı , idamın bizim dönemimizde kaldırıldığını unutmuş anlaşılan ! Önce sen " İdamın ertelenmesine imza attım. Koalisyonu dağıtıp kaosa fırsat vermedim. " deme zahmetinde bulun , ondan sonra de ki " Öcalan İmralı'da mı ? " ! Biz Sayın Öcalan ile Sayın Bahçeli'yi kucaklaştırmayı da iyi biliriz !..

  derken uyandım bu kabustan , sizler de artık uyansanız fena olmaz !


  " Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir. ''

15 Haziran 2012 Cuma

Diyalogculara sıradaki ders "İslam'da Tebliğ" !


Tarihin tozlu sayfalarında eskitilmemesi gereken bir haber.

'' Dinler arası diyalog olmaz ! ''

Mehmet Görmez'in bunu dile getirirkenki ruh hali nasıldı bilemiyorum ama duruma "kişisel" olarak son noktayı koymuş.

Astana'da düzenlenen 4. Semavi ve Evrensel Dinler Konferansı'nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bu sözlerinin akabinde '' Din adamları arasında diyalog olur. '' demiş ve diyaloğun tanımını doğru olduğu şeklinde yapmıştır.

Herkes takdir etmeli ki Dinler arası diyalog zırvası "Vatikan" merkezli yürütülen , İslam devletlerine bomba yağdıran Haçlı ordusuna "günah çıkartmak" amaçlı kurulan , Fethullah Gülen'in de "eş başkan" olduğu bir oluşumdur.

" Kur'an-ı Kerim var oldukça müslümanlarla diyalog zor. " diyen Dinler arası diyalog kurulu başkanı Kardinal Tauran'ı bir kenara itmeyin. Çünkü diyalogcuların kilisede okuttukları ezanda '' Eşhedü enne Muhemmeden resulullah. '' kısmı çıkartıldı !

Bu peygamber efendimize (sav) ve İslam'a alenen hakarettir.

Bu Ezan-ı Muhammed'e "Vatikan güncellemesi" yapmaktır !

Vahi bir konu halinde tohumlanma gayesindeki bu hayırsız birleşmenin yasak bir meyvesi oluşmadan bir an önce son bulması için gerekli adımların atılması çağrısı her müslümanın boynunun borcu olmalıdır.

Mehmet Görmez'den tek bir ricam var ; "İslam'da tebliğ" konusunun "dinler arası diyalog" zihniyeti ile nasıl örtüşmediğini lütfen açıklayınız

'' Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir. ''

12 Haziran 2012 Salı

Kıbrıs Sorunu'nun Kilit Taşı : '' Yunan Heyulası '' !

Kıbrıs'ın ilk yerli halkı : Melezler  

  Osmanlı Devleti tarafından fethedilmeden önce Kıbrıs'ta yaşayan halk ''melezdi''. Çünkü Kıbrıs bilinen tarihi boyunca çok sayıda milletin yaşadığı yer olmuştur.

  Roma İmparatorluğu döneminde Hıristiyanlığı kabul eden Kıbrıs halkı , Bizans İmparatorluğu döneminde de Yunanca'yı resmi dil , Ortodoks Hıristiyanlığını da resmi din olarak kabul etti.  Zaten melez bir halk olan Kıbrıs'ın bu etkileşimler sonucunda iyice asimile olarak zamanla kendilerini Yunanlı gibi görmelerine sebep oldu.


Osmanlı Devleti'nin Kıbrıs'ı fethi ve tarihsel süreç

  Osmanlı Devleti Kıbrıs'ı yaklaşık 1 yıl süren çetin bir savaş sonrası 1571 yılında aldı. Kıbrıs 1878 yılına kadar ( fiilen 307 , hukuken 353 yıl ) Osmanlı egemenliğinde kaldı.  Kıbrıs'ın fethinden sonra , padişah II. Selim'in emri ile ''Sürgün Hükmü'' çıkartıldı ve Anadolu'daki sanatkar Türk halkının bir bölümü  ve 20.000 asker Kıbrıs'a gönderildi.  Anadolu'dan gelen Türkler kısa zamanda adayı canlandırdı. Osmanlı Devleti  cami , han , su kemeri  , çeşme yaptırarak adanın imarını zenginleştirdi.
  İngilizler Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı'ya destek olmuş ( milli menfaati için ) ve Osmanlı 1878 yılında İngiltere ile yaptığı anlaşma gereği Kıbrıs'ı kiralamıştı. Bu kira , Osmanlı Devleti'nin kaybettiği toprakları geri almasıyla son bulacak, İngilizler adadan gidecekti. 1917 yılında Rusya'daki Bolşevik İhtilali sonrası çarlık yıkıldı ve 1918'de Osmanlı Devleti-Rusya arasında imzalanan Brest-Litovsk Anlaşması ile Osmanlı'ya kaybettiği topraklar geri verildi. 





İngiliz hegemonyasındaki Kıbrıs Süreci



  Osmanlı Devleti'nin kaybettiği toprakları geri kazanması İngiltere ile olan kira anlaşmasının da bittiğini gösteriyordu ama İngiltere , Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın yanında 1. Dünya Savaşı'na katıldığını bahane ederek Kıbrıs'ı ilhak etti ve yayınladıkları emir ile adada bulunan halkı 2 yıl içinde İngiliz vatandaşı olmaya zorladılar.
  İngiliz vatandaşı olmak istemeyen binlerce Türk Anadolu'ya göç etti. Lozan Barış Anlaşması ile adanın tamamen İngiltere'ye kalması , 1960'da İngiltere'nin adayı tamamen terk etmesi ile çok sayıda Türk göç etmek zorunda kaldı.
  İngilizlerin adadaki egemenliği kuşkusuz en çok Enosis ( adanın Yunanistan'a bağlanması ) yanlısı Rumlara yaramıştı. Türkler verdiği göçlerle sayıca Rumlardan daha azdı ve Rumlar İngilizlerin verdiği rahatlığı fırsat bilip Enosis mitingleri düzenliyor , Enosis için İngiltere'ye heyet gönderiyor, her fırsatta Türkleri kışkırtıyordu. 

Tarihsel sürecin sonucu : ''Sorunun Temeli''



  Kıbrıs Sorunu'nun temelinde tarihsel sürecin ve bu süreç içerisinde ortaya atılan fikirlerin iyi analiz edilmediğini, asırlardır süregelen bu olayların birbirleri ile olan ilişkilerini sağlam bir zemin üzerinde köprülendirilmediğini görüyoruz. 
  Ulu önder Atatürk'ün Kıbrıs Türklerinin geleceği için yaptığı faaliyetlerin , ada içerisindeki Türklerin EOKA tarafından katliamını durdurmak amacı ile kurulan TMT ( Türk Mukavemet Tugayı ) faaliyetleri ; TMT'nin kurucusu ve KKTC'nin ilk cumhurbaşkanı büyük Türk merhum Rauf Denktaş'ın Kıbrıs Türkleri için yaptığı fedakarlıkların , 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın yani KKTC'de milli tarih bilincinin zamanla deforme edilmesiyle unutulmuş olması Kıbrıs Sorunu'nu daha da çıkmaza sokmuştur. 
  KKTC'nin GKRY ile birleşmesini, Yunanlıların Büyük Helen İmparatorluğu'nun yeniden kurulması ülküsü olan '' Megali İdea '' nın ayrılmaz parçası Enosis'in fiilen hayata geçirilmesinin ilk adımı olarak irat etmek mümkündür. Megali İdea bir heyuladan ibaret iken günümüzde gerçekleşen bu olaylar neticesinde hedefine sağlam  adımlarla ilerleyen sistemli bir düşünce birliği formuna girmiştir.
  Avrupa Birliği Komisyonu'nun alenen dayattığı '' iki toplumlu , iki bölgeli bir federasyon '' modelinde yeniden bileşilmesi ve tüm çabaların bu doğrultuda olması çağrısı , esas gerçekleştirilmek istenen şeyin sinyalidir. Tamamen asimile olmuş , kendisini Yunan kabul eden bir halk halinde olan GKRY'nin KKTC ile birleşmesi adadaki Türk halkının geleceğine ciddi anlamda zarar verecektir. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Rum kesimin ve Yunanistan'ın konuyu uluslararası alanda yanlış aksettirmesini , bunun sonucunda da Annan Planı ve AB müzakere sürecinde Rum yönetiminin isteklerine uygun bir ada yönetimi şeklini buna en iyi kanıt olarak gösterebiliriz.
  Hülasaten ;
  Nevi şahsına münhasır bir millet olan Yunanlıların gayesi açıktır ; bu gayenin adı ''Enosis''tir. Ve Kıbrıs Sorunu'nun temelinde de Megali İdea ülküsünün vazgeçilmezi Enosis arzusu yatmaktadır !




Uygulamaya konulması gerekenler ve sonuç
  Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti , AB sürecinde KKTC'nin sonsuza kadar ''milli davamız'' olduğunu ne pahasına olursa olsun savunmalıdır ; milli davanın gerektirdiği ''milli hassasiyeti'' süreç boyunca göstermeli, dik durmalıdır , çözümün parçası olmalıdır.
  KKTC'nin adının uluslararası alanda ''CTR'' ( Cyprus Turkish Republic )  ; ''Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'' veya ''Kıbrıs Türk Devleti'' olarak değiştirilmesinin Kıbrıs Sorunu'nun çözümünde pozitif bir katkı sağlayacağını beklemek ütopist bir yaklaşımdır. Bu değişim , sorunu çözüme götürmeyen başka bir aşamaya taşır sadece.
  Kıbrıs'ın uluslararası alanda ciddi manada jeopolitik ve jeostratejik önemi olduğu aşikardır. Lakin bizim için Kıbrıs'ı önemli yapan şey, aynı dili konuşup aynı kültürü yaşıyor  ve ortak bir tarihimizin olmasındandır yani soydaşlığımızdır. Atılacak olan adımlar bu yönde ve sağlam olmalıdır.  Kıbrıs Türkü , KKTC yönetimi  ve Türkiye geçmişte yaşadığı Rum mezalimlerini , sürgünleri , çektiği sıkıntıları ; Kıbrıs'ı yıllardır ''milli dava'' olarak gören , bunun için çalışanların verdiği mücadeleleri, emekleri, şehitleri  unutmamalıdır.

  Muhayyilesi zengin yöneticilerin attıkları nutukları haklı olarak eleştiren kalemlerin kendi attıkları nutuklarla çözüme katkı sağlayamaması sorunun temeline ''milli bilinç'' hassasiyeti ile yaklaşılmadığının göstergesidir.
   Kıbrıs Sorunu'nda kalıcı çözüm için merhum Rauf Denktaş'ın Kıbrıs'a katkıları , Kıbrıs için yaptığı fedakarlıklar  özellikle Türk devlet adamlarına Amerikan , Avrupalı devlet adamları ve Rum liderine söylemelerini  istediği mesaj bütünüyle gözden geçirilmeli.


1 Haziran 2012 Cuma

Twitter'da Etkin Politika ve Düşünceler

  Twitter hepimizin bildiği gibi , insanların anlık duygu ve düşüncelerini , gündeme dair kişisel görüşlerini veya kişisel ya da gündemi anlatan görsel ögeleri 140 karakterden oluşan metin bölümüne girilen iletilerle ya da girilen linkler ile paylaştığı , son yılların popüler mikro blog sitesidir.

  Twitter'da her alandan yazılacak konu bulmak mümkün. Ben politik olan kısmına kısaca değinecem.

  Şubat 2012 sonlarına doğru yapılan sayımda Türkiye'de twitter kullanıcısı sayısı 6 milyonu geçti. Seneye 8 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Peki bu sayı ile ( siyasiler dışında ) gerçek manada bir hareketlilik , bir müessiriyet oluşturulabilir mi ?

  Aslında bunun en güzel örneğini bu yıl Taksim'de yapılan " Hocalı Soykırımı " mitinginde gördük. Miting için twitterda tag'ler (etiket) oluşturuldu , Hocalı'da Rus destekli Ermeni canilerin gerçekleştirdiği soykırıma tek yürek halinde tepki gösterilmesi sağlandı.

  Ayrıca twitterda ortaya atılan ve diğer kullanıcılar tarafından desteklenip paylaşılan , gündem listesinde yer alan birçok konu haber sitelerinde yer almakta , twitterda gösterilen tepki haber niteliği taşıyabilmektedir. Bu da twitterın önemini daha da arttırmaktadır.

  Sonuç

  Biz Türk milliyetçileri olarak twitterda etkin olmalıyız , gündemi yakından ilgilendiren konularda görüşlerimizi mutlaka belirtmeli ve toplumumuzun sorunlarına ideolojimiz çerçevesinde dikkat çekmeliyiz. Gereksiz konulardan olabildiğince uzak durmalı , bilgilerimizi insanlarla paylaşmalı , yapılan nitelikli paylaşımları kendi profilimizde takipçilerimizle paylaşmalıyız. Twitterda olmayan , ideolojisi bizlerle beraber olan yakınlarımızı twittera davet etmekliyiz. Çünkü gelecek , internet televizyonculuğu ile beraber twitter gibi blog sitelerle inşa olacak !

  '' Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir ! ''

31 Mart 2012 Cumartesi

Yeni Perspektifimizde CHP'nin Olması Gereken Yeri


  Ağır bir başlangıç olabilir !

  Ağır bir idda da olabilir !

  Bunun adına ne derseniz deyin. Ulu önder Atatürk'ün vefatından sonra Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir zaman Atatürk'ün partisi olmadı, kimse kendini kandırmasın. '' 6 Ok ''un gerçek manasını idrak edemeyip bunu savunamayan bir lideri gelmedikçe de CHP böyle kalmaya devam edecektir !.. Bilmeyen CHP'liler için oy pusulasında evet mührünü bastığı, CHP bayrağında gördüğü 6 Ok konusunda kısa bir açıkma yapayım. 6 Ok Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimciliği temsil eder. [1]  Geçmişten günümüze kadar gelişen olaylara dar bir perspektiften bakan CHP seçmeni malesef esef verici büyük bir gaflete düşmektedir.

  CHP'de gerçek 6 Ok'lar gözle görünür biçimde '' sözdeleştirilmiş '' hatta '' tasfiye edilmiştir ''. Cumhuriyet Halk Fırkası'nın 1931 yılı programındaki 6 Ok tanımlamaları '' güncelleştirilmek '' istenmektedir. CHP seçmeni durumun farkına varmalı. CHP'nin bu gidişatı ve yaptığı düzenlemeler CHP'nin '' vatansever tabanına '' ciddi anlamda zarar vermektedir.

  Ayrıca ;

  Parti içi demokrasi sorunları ile boğuşmuş ve gelecekte de muhakkak sorunlarla boğuşacak olan CHP acaba Türkiye'nin demokrasi sorunlarına ki Türkiye'de demokrasi sorununun yanında CHP'ninki bir hiçtir, nasıl bir çözüm sunabilecek ?

  '' Yargıda cemaat örgütlenmesi var diyemem '' [2] diyen ,  bu sözlerden hemen 1 gün sonra Gülen'in Amerika'daki temsilcilerini parti genel merkezinin makamında ağırlayan , genel seçim öncesi Hakkari mitinginde '' özerklik çıkışında '' bulunan [3] bir genel başkanın bulunduğu CHP'ye gönlü kayan vatan sevdalıları, bayrak sevdalıları bir kez daha düşünsün çıktıkları bu yolu.

  Burada yazılı olanlar sadece çok küçük bir kısım. Artık pencerelerimizi genişletmek, olayları doğru analiz etmek zorundayız. Bu ülke , bu millet özellikle biz Türk milletinin dinamik ve aksiyoner gençliğinden çok şey bekliyor.

  '' Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir. ''



[1] http://www.chpsilifke.org/main/contend.asp?sayfaID=5

[2]  http://tgb.gen.tr/haberler/5819-yargida-cemaat-orgutlenmesi  

[3]  http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17856690.asp



29 Mart 2012 Perşembe

Kınama !..

  Bazı haber sitelerinde '' MHP'li vekiller Ahmet Türk'e ' geçmiş olsun ' dedi ! '' haberleri bilinçsizce '' copy paste '' yapılarak paylaşıldı. Böyle '' copy paste '' habercilik zihniyeti olamaz.. İnsanlara iftira atmak çok basit'leşmiş basit insanlar sayesinde. Buradaki vekiller CHP'li Hüseyin Aygün , Demir Çelik ve Veli Ağbaba'dır. Genel seçimler öncesi '' MHP'yi linç etme politikası '' taraflı bir tutumun '' yerel seçim öncesi '' de  izlendiğini belirtmek istiyorumBu asparagas haberleri paylaşanları esefle kınıyorum. Haberin doğrusunu http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber51813-MHP_tabanina_yonelik_buyuk_dezenformasyon.html bu linkten okuyabilirsiniz.

  '' Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir. ''

25 Mart 2012 Pazar

Unutturulanlardan sadece bir parça !..

  İnsanları domuz bağı ile öldürüp oturma odalarına gömen Hizbullah terör örgütünün beyin takımı liderleri serbest bırakıldı. [1] Hizbullahçılar , serbest bırakıldıktan sonra takibe alınmadıklarından dolayı kayıplara karıştı. [2]

  Habur rezaleti ! 19 ekim 2009'da eli kanlı terör örgütü PKK kamplarından bebek katilinin emri ile gelen '' sözde barış grubu '' 34 PKK'lı '' Liderimiz Öcalan'ın emri ile geldik. '' demelerine rağmen '' çadır mahkemeler '' tarafından AK'landılar. [3] Aziz şehitlerimizin kemiklerini göz göre göre sızlattılar.

  Askerlerimize kahpece pusu kurup şehit eden, insanlarımızı gözünü kırpmadan katleden terör örgütü PKK'nın barınağı-evi olan Kuzey Irak'a söz geçirilmedi. Peşmerge reisi ve Kürdistan'cı baş aktör Barzani
muhattap alınıp, ayağına kırmızı halılar serilerek karşılandı. [4] Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Barzani'ye '' abi '' dedi. [5]

  Sözde Ermeni soykırımı için '' büyük felaket '' diyen , Irak'ta 1.5 milyon müslümanın katili, doğal kaynak, dünya hakimiyeti ve Çin'e gözdağı amacı ile Ortadoğu ve Afrika'ya '' kanlı bahar(!) '' getiren, ABD'nin başkanı Obama TBMM'de konuşma yaptı.[6] Ayakta alkışlandı.

  4 Temmuz 2003'te Süleymaniye'de peşmerge destekli ABD askerleri hakaret ederek, tokatlayarak ve başlarına çuval geçirerek göz altına aldığı askerlerimizi Süleymaniye'den Bağdat'a götürmüş ve 60 saat sonra serbest bırakmıştı. [7] Askerlerimizin başına çuval geçiren CIA Başkanı David Petreaus Türkiye'ye geldi. Başbakan açıklamada dahi bulunmadı. [8] Başbakan '' Çuval '' olayı için muhalefet tarafından '' ABD'ye Nota ver. '' çağrısına karşı '' Ne notası veriyorsun, müzik notası mı '' şeklinde açıklama yaparak olayın kendi açısından büyüklüğünü(!) ve önemini(!) ortaya koymuştu.[9]

  Davos'ta esip gürleyen başbakan '' öldürmeyi iyi bilen '' Beyrut kasabı Şimon Peres'i TBMM'deki konuşmasından sonra alkışladı ! [10]

  Anlık güncellenen gündemde biz vatanseverlerin akıldan hiç çıkartmaması gereken konular bunlar. Unutmayın ! Unutmak, tükenmektir...

  '' Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir. ''




[1] http://www.haberiniz.org/yazilar/haberiyazdir41975-Hizbullah_Liderleri_Serbest.html

[2] http://www.haberiniz.com/yazilar/haberiyazdir22739-Hizbullah_Operasyonu_basladi.html

[3]  http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=14080

[4]  http://www.mhp-adana.org.tr/haberler_detay.asp?ID=19524&baslik_id=12

[5]  http://www.etikhaber.com/content/view/88931/28/

[6]  http://www.medyafaresi.com/haber/23823/guncel-ataturkun-en-buyuk-mirasi-laik-demokrasi-obama-mecliste-konustu.html

[7]  http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber46737-Cuvalin_hesabini_kim_verecek.html

[8]  http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber51060-Bu_ayip_size_yeter.html

[9]  http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=157980

[10] http://www.akpgercegi.com/akpden-bir-ilk-daha-eli-kanli-simon-peres-tbmmde-baris-icin-konustu/

21 Mart 2012 Çarşamba

Nevruz Terörü ve Gerçekler

  Bölücü terör örgütü yandaşları Nevruz'u sonunda amaç dışına çıkartmayı başardılar. Daha önceki yazıdada belirttiğim gibi Kürtlerde Nevruz baharın gelişini temsil eder. [1] Her karışında Allah için, Kur'an için, vatan için, bayrak için can veren şehitlerimizin, atalarımızın kanlarının olduğu bu toprakları parçalayıp, devlet içi devlet kurmayı ( istenilen önce özerklik ardından bağımsız toprak ) [2] , eli kanlı terör örgütünün paçavra bayraklarını taşıyıp onların lehine slogan atmayı, devletin kamu mallarına ve çevreye büyük maddi zarar vermeyi , devlete baş kaldırmayı , polisimize kurşun sıkıp onu şehit etmeyi [3] temsil etmez  !..
 
  Aklı selim olan herkesin bildiği üzere PKK'nın siyasi kanadı olan BDP yine '' küresel çıkarlar doğrultusunda '' fitne tohumlarını ekti. Özgürlük ve savaş çağrıları , onların deyimiyle '' Serhildan '' ı [4] harekete geçirmek , Türkiye Cumhuriyeti'ne baş kaldırmak için ülkemizin yerinde izinsiz yasa dışı gösteriler düzenlediler. Olaylar aldı başını gitti. İpin ucu daha fazla kaçmadan Kürt kökenli vatandaşlarımız gerçeği görmeli , doğru ile yanlışı birbirine karıştırmamalıdır. Türk milleti toprağı ile, bayrağı ile, ezanı ile, Kur'anı ile, insanı ile parçalanamaz bir bütündür. Sizlerin evlatlarınızı zorla dağa PKK kamplarına götüren [5] hainlere, kızlarınızı Siirt'te vahşice katleden [6] , evlatlarına kalkan olan Nesibe Belgin'i katleden [7] cani PKK'lıları ve geçmişte sizlerin yaşadıkları köy baskınlarını , çocukların kadınların vahşice katledilmesini görmezden gelmeyin. Dostu ağlatırken , düşmanı güldürmeyin.

  İzmit'teki izinsiz BDP yürüyüşünde kızını yürüyüşte görüp sinir krizi geçiren annenin Sebahat Tuncel'e attığı tokat çok şey ifade ediyor. [8] Şırnak'ta yürüyüş yapan PKK yandaşlarını tekme tokat döven esnaf çok şey ifade ediyor. [9] Kürt vatandaşlarımız PKK'ya ve onun sözcülüğünü yapan herkese tepkisini göstermelidir. Bu tepkilerin devamı gelmelidir. Eli kanlı terör örgütünün el birliği ile bitirilmesi için bu şarttır.

  Gelecek vatanına bağlı , bayrağını seven insanlarla şekillensin.

  Ayrıca bugün Cudi Dağı'nda çıkan çatışmada şehit olan 5 polisimize Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum. Ruhları şad , mekanları cennet olsun.

  '' Allah(c.c) doğruyu söyleyenlerle beraberdir. ''





[1] http://erkintufan01.blogspot.com/2012/03/nevruz-bilincsizligi.html

[2] http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber45953-Zana_Kurtlere_Ozerklik_Yetmez.html

[3] http://www.etikhaber.com/content/view/112370/50/

[4] http://www.uludagsozluk.com/k/serhildan/

[5]  http://www.sabah.com.tr/Gundem/2012/03/20/daga-gonderilen-dort-cocuk-yakalandi

[6]  http://www.sondakika.com/haber-pkk-lilar-4-kizi-vahsice-oldurmus-3010775/

[7]  http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/11/01/bingoldeki.canli.bomba.pkkli.cikti/635298.0/index.html

[8] http://www.etikhaber.com/content/view/112413/50/

[9]  http://www.etikhaber.com/content/view/102284/38/